14 Haziran 2011 Salı

Mangrov Ormanları

Mangrov,mangrove

Tropik bölgelerdeki çamurlu kıyılarda, ırmak ağızlarında ve bataklıklarda sık ormanlar oluşturan tropik ağaç türlerine ve oluşturdukları bu ormanlara mangrov denir.
Mangrovlar tuzlu suya dayanıklı ağaçlardır. Kırmızı mangrov (Rhizophora mangle) gibi pek çok mangrov türü bataklıkların gevşek çamurlarına daha sağlam tutunabilmek için dibe doğru destek kökler uzatır. Bu kökler dipteki çamura ulaştığında yeni mangrovlar oluşturmak üzere sürgünler verir. Böylece giderek çoğalan mangrovlar içine girilmesi olanaksız sık ormanlar haline gelir.

Bazı mangrov türleri de dip çamurundan yukarı doğru üzerinde ufak gözenekler bulunan yardımcı kökler salar. "Solunum kökleri" denen bu kökler, gözeneklerinin yardımıyla emdiği havayı çamurun altında kalan ana köklere iletir, böylece bitkinin hava alamayan bölümlerinin de hava almasını sağlar.
Mangrovların bazı türlerinde tohumlar henüz ağacın üzerindeyken yani dökülmeden önce çimlenip, gelişmeye başlar. Örneğin, Asya'nın doğu kesimlerinde yetişen bir mangrov türünün tohumları çimlenerek karşıdan dev bir ok başını andıran, konik bir kütle halinde gelişir. Daha sonra ağaçtan koparak dipteki çamur katmanının derinliklerine gömülür ve burada büyüyerek yeni bir mangrov ağacı oluşturur.

Mangrov Ormanlarının Yararları

Dünyanın tropik kıyılarının yarısından çoğunu kaplayan mangrov ormanları pek çok açıdan önem taşır. Örneğin, bu bitki örtüleri deniz ile kara arasında doğal bir set oluşturarak kıyılarda gelgit fırtınalarının ve kasırgaların etkisini azaltır. Ayrıca, mangrov ormanlarının zengin ve korunaklı suları pek çok balık ve karides türüne iyi bir beslenme ortamı ve sığınak sağlar. Örneğin, Endonezya'da mangrov ormanlarında yaklaşık 15. yüzyıldan beri balık üretimi yapılmaktadır. Bu tip alanlarda en çok sütbalığı, kefal, hani gibi balık türleri yetiştirilir. Gene mangrov ormanlarında yetişen nipa palmiyelerinin yapraklarından lif çıkarılır; taze olarak yenen meyvelerinden de ayrıca şeker, alkol ve sirke hazırlanır.
Ne yazık, ki, bu ağaçlar ya odunları için ya da yeni sanayi ve yerleşim yerleri kurmak amacıyla acımasızca kesilerek hızla yok edilmektedir. Bunun dışında mangrov ormanları denize atılan petrol ve maden artıkları gibi çevresel kirliliklerden de etkilenmekte ve çok büyük zararlar görmektedir.
Mangrov ormanları barındırdığı ilginç hayvan türleriyle yabanıl yaşam açısından da son derece zengin ortamlardır. Örneğin, Borneo' daki uzun burunlu maymun, Malakka Yarımadası'ndaki sarı çizgili siyah mangrov yılanı, tırmananbalık ve kemani yengeç yalnızca mangrovlara özgü canlılardandır.

SUYA MEYDAN OKUYAN ORMAN:MANGROV ORMANLARI

Tatlı ve Tuzlu suyun karışımı tropikal bir kokteyl Mangrov, Yengeç ve Oğlak dönenceleri arasında, tatlı su (ırmaklardan ya da yeraltı kaynaklarından gelen) ile tuzlu deniz suyunun karışımı olan bir ortamda yetişiyor. Bataklık sularının kabarıp geri çekilmesine bağlı gelişen bu "çok özel" ortam, düşman bir ekosisteme rağmen kolonileşmeyi başarmış mangrov, palmiye ve eğreltiotu gibi kara bitkilerini barındırıyor. Yeryüzünde de 10 milyon hektarı aşkın bir alanı kaplıyor.

Özel kanallarla oksijen alan ağaçlar, ağaç gövdelerine tırmanmayı öğrenmiş balıklar... Bu olağandışı ormanda, fauna ve flora, varlıklarını sürdürebilmek için ortama uyum sağlamış. Fakat bugün yok olma tehdidi altında...



MANGROV ORMANLARINDA YAŞAYAN HER CANLI,

ÖZEL BİR YAŞAM BİÇİMİ GELİŞTİRMİŞ


Yükseklerde uçan soyguncu


Pasifik firkateyn kuşu (Frigale minor), gerçek bir hava korsanı... Mangrovların arasında yaşıyor ama, kendisi balık avlayamıyor. Bu yüzden de, başka bir deniz kuşunun avını, havada uçarken ağzından çalıyor. Mükemmel bir pike yapıp önce balığı düşürüyor, sonra da yere inmeden kapıyor.

İki tarafı keskin bir kıskaç

Kemancı yengeçte, erkek çok gelişmiş bir kıskaca sahip. Bununla, dişisine 'özel' bir şarkı çalıyor. Baştan çıkarma işlemi, genellikle mangrov ormanlarını kaplayan denizin çekildiği sırada gerçekleşiyor. Çift, evlilik yaşamına mangrov gövdesinde oyulmuş bir yuvada başlayabiliyor. Bu yuva, öteki erkekleri de isteklendiriyor. Böylece, 'müzik' aleti, ölümcül bir savaş silahına dönüşüyor.


Yetenekli nişancı

Okçu balığın ağzının anatomik yapısı, dilin basıncıyla, yüzeye fıskiye gibi su fışkırtmasını sağlıyor. Bu hareketin amacı, böcekleri sersemletmek ve onları, oldukları yerde yutuvermek...


Ağaçlara tırmanan bir balık

Cennetbalığı, ağaç gövdelerine kolayca tırmandığı için, hiç de sıradan bir balık sayılmaz. Su ile hava karışımını tutabilen ve su dışında da solumasını sağlayan özel solungaçları var. Öte yandan göğüs yüzgeçleri 'yürüyen ayaklar', karın yüzgeçleri ise vantuzlar halini almış.


Mangrovlarda tohum, ana gövdenin üstünde çimleniyor, yani vivipar bitkiler. Tohum, asla toprağa düşmüyor ve ağaçta filizleniyor. Bu uyum şekli, gelgit sırasında tohumun yitip gitmesini önlüyor. Fidan, böylece 'doğuranın üstünde sakin sakin büyüyor. Kökleri yeterince geliştiğinde de 'anne' ile 'çocuk' ayrılıyorlar.


Fallusu andıran şekli ve gelişmiş kök sistemi sayesinde, fidan kendisini, mangrovun çamurlu tabanına vidalıyor'. Tohumun düşüşü su kabardığında gerçekleşseydi, genç mangrov daha tutunma fırsatı bulamadan akıntıya kapılırdı.


Suya batmış olmak ya da deniz suyunun tuzluluğu, gelişmesinde bir engel yaratamıyor. Avicenia türünde yapraklar, köklerden emilen tuzun atıldığı bir boşaltma sistemine sahip. Rhizophera türünün kökleri ise, suyu emiyor; ama, tuzun içeri sızmasını önlüyor.


Çırpı bacaklı ağaçlar

Buharlaşmayla su yitirmemek için, ağaçların yaprakları cilalı ve gövde kabukları çok kalın. Mangrovlar, hava almayan bir gövdede oksijensiz kalmamak üzere, suyun çekildiği dönemler için oksijen depolayan ve bunu kullanabilen ince kökler üstünde serpiliyorlar. Avicenia türünden mangrovlar da benzer bir uyum göstermişler. Ama, ötekilerden biraz farlılaşarak, gövdeden büyüyüp suyun dışına kadar çıkan ve havalandırmayı sağlayan ince kökler (pnömatıfır) geliştirmişler.


Mangrov, çürümeyen kerestesi nedeniyle bina çatısında ve iskeletinde kullanılıyor. O yüzden, Guyana'daki gibi toplu kıyımın kurbanı oluyor (solda). Bu ağaçlar, Madagaskar'ın kuzeyinde (ortada) ya da Tayland'da (sağda) da bilinçsizce kesiliyor.



O gezegenin akciğeri sayılan tropikal bir orman oluştur*muyor! Mercan setlerindeki parlak renklere de sahip değil... Bu yüzden, ekolojik bakım*dan medyatik desteklerden yoksun. En kötüsü, kimsenin dikkatini çek*meden yeryüzünden silinip gitmesi... Bir süreden beri, Güneydoğu As*ya'da, Kolombiya'da ve Peru'da mil*yonlarca hektara yayılmış mangrov ağaçlarının yerini karides kültürü al*dı. Pakistan'daki ağaç kesimi, doğal yaşam alam olarak mangrov orman*larım seçen balıklarla karidesleri vur*du. Çünkü Sonmiani Körfezi'ndeki temel gelir kaynağı balıkçılık. Bir çevre kuruluşu olan WWF, bu ortamı korumak amacıyla bir program baş*lattı. Yerel yöneticilere 'Ağaç dikin. Daha çok karides üretebilirsiniz' bil*diriminde bulundu. Bu hareket doğ*rultusunda, ağaçlardan düşen filizlen*miş tohumlar, sular yükseldiğinde fidanlıklara dikilmek üzere ağlarla top*lanıyor. Daha sonra, fidanlıklarda yetiştirilen ağaçlar, kesim yapılmış çıp*lak alanlara naklediliyor. Kuruluş, bu yolla 700 hektarlık bir alanı yeniden ağaçlandırdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Orman - Ekoloji - Çevre Ekosistem - çevre,doğa,bitkiler,canlı yaşamı