14 Mayıs 2011 Cumartesi

Kent Ormancılığının Önemi Ve Planlanması

 Kent Ormancılığının Önemi Ve Planlanması

Kent Ormancılığının Önemi Ve Planlanması Kent ormancılığı, kent halkının dinlenme ve sağlığına hizmet eden, kent ekosistemini düzenleyen, kentin içinde ve çevresinde bulunan ormanlar ve bu alanların tesisi, yönetimi ve planlanmasıdır.

Gelişmekte olan ülkelerde kentlerdeki nüfus artışı ile birlikte hızla çoğalan çarpık yapılaşma plansız kentleşme sonucunda, kent ekosistemi ve buna bağlı olarak kentsel yaşam kalitesi zarara uğramaktadır. Türkiye, özellikle son 20 yılda hızlı ve çarpık bir kentleşme sürecine girmiştir. Türkiye’de hızlı kentleşmeyle birlikte yanlış arazi kullanımıyla kentlerimizde gecekondulaşmanın artması sonucunda doğanın tahrip edilmesi ve bunların sonucunda doğal dengenin bozulmasıyla sel ve taşkınların olması ve birçok kişinin hayatını kaybetmesi ve büyük maddi kayıplar üzerine, nüfusu fazla olan kent çevresinde ağaçlandırma çalışmalarına başlanılmıştır.
Hava kirliliğinin artması, plansız kentleşme, su alanlarının rusubatla dolması ve artan nüfus ile birlikte yeşil ortama duyulan özlem nedenlerinden, çalışmalara son 15 yılda hız verilerek kent ormancılığı anlayışı gelişmiştir.

Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Çevre Sözleşmeleri 1992-Strasbourg Avrupa Kentsel Şartında; kentlerde doğa koruma alanlarının kurulması ve bitki kullanımının geliştirilmesi, açık alanların planlanması benimsenmiştir. Kent ormanları her kent yaşamına özelliğini verir, ilginç bir boyut kazandırır ve kent peyzajını belirgin bir şekilde etkiler. Bu öğelerden yoksun bir kent bireysel özelliğini kaybeder. Psikolojik açıdan kent ormanları kent halkının ruh ve beden sağlığı üzerinde küçümsenmeyecek düzeyde olumlu etkileri vardır. Her şeyden önce insanlara kent ortamında doğa ile temas etme, zaman ve mevsimlere göre doğada oluşan değişimleri gözlemleme olanağı vererek, doğa ile bütünleşmelerini sağlarlar. Bilim adamlarına göre ağaçların yeşil rengi insanları hoşnut kılıp rahatlık duygusu vermektedir. Yeşil kuşaklar özellikle kentin ana giriş ve çıkışlarındaki oluşturdukları yeşil doku ile ziyaretçilerin kent hakkındaki ilk izlenimlerini olumlu yönde etkilemekte ve kente prestij kazandırmaktadır. Kentlerin yaşam kalitesi ve konforu bakımından yapılan değerlendirmelerde, sahip olduğu ağaç varlığı önemli bir gösterge kabul edilmektedir.

Kentlerimizde bugünkü yeşil alan yoksunluğu nedenlerinin başında; imar planlarımızın eksiklikleri, yetersizlikleri ve imar planlarına uymama alışkanlığı, vb gelmektedir. Kentlere, her yıl kırsal alanlardan akan nüfus, kişi başına düşen yeşil alan miktarını giderek düşürmekte ve yeşil alanlar, bağnazca tahrip edilmektedir. Üstelik bunlara eklenen çevre kirlenmeleri yeşili ve yeşil elemanları da barınamaz duruma getirmiştir (PAMAY, 1988).

1965-1975 yılları arasında Türkiye, batı ülkeleri arasında hem nüfus artış hızı, hem şehirleşmede birinci sırada yer almıştır. Bu dönemde ülkenin nüfusu %25 oranında artarken, şehirleşme hızı bunun iki katı, %51 olmuştur. Kırsal alanlardan devamlı akıp gelen insanlar, şehirlerimizin her yıl %8 oranında büyümesine neden olmaktadır. Günümüzde büyük boyutlara ulaşan çevre sorunları nedeniyle, özellikle oldukça fazla nüfusu barındıran endüstri kentlerinde önemli oranlarda ekolojik ortam yaratmak gerekli ve zorunlu olmaktadır. Kentteki ekolojik çevre gelişimini sağlama yanında, estetik görünüm yani yaşam kalitesinin artışını gerçekleştirmek için kent ormanı çalışmalarının gerekliliği ortaya çıkmıştır.

Kent ormancılığı planlanırken önce kent içindeki ve çevresindeki mevcut orman alanlarının nicelik ve nitelik olarak tespiti yapılmalıdır. Amerikan ulusal kent ormancılığı konferans sonuç raporunda, kentlerde kişi başına en az bir ağaç bulunması ideal bir norm olarak kabul edilmiştir. Bu ilke tüm kentlerimizde başlangıç için temel bir hedef olarak kabul edilmelidir. Kentlerimizde yapılacak sürdürülebilir ve uygulanabilir açık yeşil alan ve kent ağaçları yönetim planları ile geleceğe yönelik, sağlıklı, insana yakışır, yaşanabilir ve ekolojik kentler oluşturmamız mümkün olabilecektir. Dünyadaki tüm ülkelerde yeşil alan miktarının arttırılmasına veya insan sağlığı açısından belirli standart değere erişilmesine çalışılmaktadır. Bazı gelişmiş ülkelerdeki kent peyzajlarında, fizyolojik açıdan oksijen alış verişi ve yaprak yüzeyi hesaplarına dayanarak, kişi başına 25-40 m2 yeşil alan öngörülmektedir (BAYRAKTAR, 1979’a atfen ÇEPEL, 1994’ten). Avrupa Birliği Uyum sürecine girdiğimiz bu dönemde bu kural, kentleşmenin planlı bir şekilde olup olmadığı, istenen standarda ulaşıp ulaşmayacağını gösterir. Pamay’a göre kent içinde ortalama 30 m2/kişi yeşil alan öngörülmektedir. Dünya sağlık örgütünün kişi başına tavsiye ettiği kentsel alanlardaki yeşil alan miktarı 9 m2dir.

Kent ormanları, kent insanının piknik için faydalanmasından çok, kentin ekolojik ve yaşantı değerini artırma, kent iklimini iyileştirme, kentin kirli havasını süzme ve eğitim amaçlı (kent ormanının belli bir kısmına botanik bahçesi kurularak) planlanmalıdır.

Kent ormanlarının kent merkezine uzaklığı, 50 km ve daha az olacak şekilde kent ormanları planlanmalıdır (KONİJNENDİJK, 2002’e atfen OĞUZ, 2004’ten). Kentlere en yakın, yeterli büyüklükte ağaçlandırma çalışmasına uygun sahalar kent ormanı olarak tercih edilmelidir. Bir yerin orman olarak kabul edilebilmesi için, ağaçların belli bir kapalılık ve sıklıkta olması ve kendine özgü bir mikro klima özellik göstermesi gerekir. Bu yüzden kent ormanları kurulurken veya kent ormanı yeri saptanırken o yerin bir bütünlük arz etmesi gerekir. Kent ormanı büyüklüğü en az 100 hektar olacak şekilde planlanmalıdır. Kent nüfusuna oranla bu büyüklük artırılır.

Günümüzde kentler hızlı göç ve nüfus artışı ile hızlı yapılaşma sonucu yaşanabilir özelliklerini yitirmektedirler. Bozulan bu dengeyi kent ormanları iyileştirmektedirler. Gelişmiş ülkelerde kent ormanları kentin nüfus ve yapılaşma oranına göre alansal oranı saptanmaktadır. Gelişmiş ülkelerdeki kent ormanları yaşam kalitesinin bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Kent içi ve çevresinde kent ormanı planlanırken; ekolojik, bölümleme, biyoklimatik, kenti biçimlendirme ve estetik kazandırma, yaşantı değerini artırma, alan saklama, insan-doğa ilişkisi kurma, kent iklimini iyileştirme, kentin kirli havasını süzme, kent gürültüsünün azaltılması, kentli üzerinde ruh sağlığı yönünde olumlu etkiler bırakmaları fonksiyonlarını yerine getirecek şekilde planlanmalıdır.

Yeşil alanların olumlu etkilerinin alınabilmesi, ekolojik verilerin sağlıklı bir şekilde toplanıp gereği gibi değerlendirilerek en uygun kent planının yapılması ve uygulamasıyla mümkün olabilir. Aksi taktirde yeşil alanlar miktar olarak yeterli olsalar dahi beklenen faydayı sağlayamazlar. Kent ormancılığında, estetik değeri ne olursa olsun, ekolojik istekleri uygun bitkiler kullanılmalıdır ( YÜCEL, 2004).

Kent ormanlarında "koruma ormanı" silvikültürel işlemi uygulanmalıdır. Kent ormanları devamlı olarak orman formunda planlanıp işletilmelidir. Karışık meşçere kuruluşu oluşturulmalıdır (%50 iğne yapraklı ve %50 yapraklı tür). Kent ormanları koruma ormanları olarak işletildiğinden amenajman planlarında koruma ormanları olarak gösterilmelidir. Koruma ormanlarının sosyal fonksiyonları, üretim fonksiyonlarına karşı ön planda yer alır. Koruma ormanları hiçbir zaman kendi haline bırakılmaz ve gerekli koruyucu tedbirler mutlaka alınmalıdır.

Kentin hava kirliliğinden, kent ormanına dikilen o yörenin yetişme ortamına uygun olmayan ağaç türleri, yerli ağaç türlerine kıyasla çok fazla zarar görmektedir. Kent ormanı kenarlarında sağlıklı perdelerin oluşturulması amacı ile zararlı maddelere karşı dirençli yapraklı ağaç türleri getirilmelidir. İğne yapraklı ağaç türleri, havadaki zararlı maddeleri fazlaca filtre etme yeteneğine sahip olduklarından ve bütün yıl iğne yapraklarını üzerinde taşıdıklarından ötürü, yapraklı ağaçlara kıyasla daha çok zarara uğramaktadırlar. Kent ağaçlandırmalarında hava kirliliğine dayanıklı, yöre şartlarına uygun (kanaatkar ve dayanıklı) ve uzun ömürlü ağaç türleri seçilmelidir. Uzun ömürlü türler gelişmiş halleriyle estetik ve fonksiyonel etkilerini uzun yıllar sürdürürler. Alerjik etki yapan tohumlara sahip türler (kavak gibi) ve meyveleri döküldüklerinde yerleri kirleten (mahlep, dut, vb.), yaprakları küçük olup böcek zararlarına çok maruz kalan türler tercih edilmemelidir. Çınar, At kestanesi, Karaağaç, Akçaağaç, Ihlamur gibi büyük yapraklı türler tercih edilmelidir.

Yapraklı ağaç türleri yapılarında reçine gibi kolaylıkla yanabilen maddeler içermediklerinden ve daha yüksek nem içerdiklerinden genellikle ibreli türlere oranla daha güç, daha yavaş ve daha az enerji açığa çıkararak yanarlar. Araştırma çalışmaları ile çok şiddetli yangınlarda yangına direnci ile bilinen servi-mavi servi türlerini kent ormanını çevresine ve yangın emniyet yollarına dikilmelidir. Yangın emniyet yolları kent ormanın her tarafına ulaşılacak şekilde yapılıp genişlikleri 6-10 metre yapılmalıdır. Yangın emniyet yolları aynı zamandan yürüyüş yolu olarak ta kullanılmalıdır.

Ülkemizin doğal ağaç türlerinden olan Akdeniz Servisi (Cupressus sempervirens L.) kent ormanları oluşturulurken mutlaka değerlendirilmesi gereken bir peyzaj elemandır. Deniz seviyesinden 900 metre yükseltiye kadar çıkabilen ve Akdeniz’den Karadeniz’e kadar uzanan geniş bir dikey ve yatay yayılışa sahip olan bu tür, aynı zamanda yangına, kuraklığa ve dona dayanıklıdır. Uzun ömürlüdür (6.000 yıla kadar), 50 metre boya ulaşabilmektedir (BERNATZKY, 1978’e atfen SABUNCU, 2004’ten).

Özellikle kurak ve yarı kurak iklim özelliği gösteren kentlerimizde, kent ormanında yürüyüş-yangın emniyet yollarının her iki yanında yol boyunca yapraklı ağaç türleri üç veya daha fazla sıra halinde dikilmelidir (mavi servi ve servi türleri, vb).

Kent ormanları kurulurken tür seçiminde, bilim eğitim bakımından önem taşıyan nadir, kaybolmaya yüz tutmuş tehlike altındaki türlere ait örnekleri bulundurarak bilim ve eğitim amaçlı değerlendirilmelidir. Kent insanı dinlenirken aynı zamanda doğa hakkında bilgilenir. Bunun için kent ormanının en uygun bir yerinde arboretum olarak değerlendirilir. YALTIRIK, 1988’e göre arboretum; uzun ve pahalı seyahatlere gerek kalmadan bilimsel çalışmalar yapabilmek, hangi varyete ve formların o bölge koşullarında yaşayabildiğini saptamak, doğal olarak bulunmayan odunsu bitkileri getirerek bölgenin güzelliğini, ekonomik önemini ve verimliliğini artırmak, bölge halkına odunsu bitkiler arasında değeri yüksek olanları seçme olanağı sağlamak, değişik tür ve varyeteleri insanlara tanıtarak onlarda ağaç sevgisini yaymak, fidanlıklarda gerekli bitkisel üretim materyalini sağlamak, bölge halkının rekreasyon ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla orijinleri belli, doğru ve özenli bir şekilde etiketlenmiş, çok sayıda ağaç ve çalının koruma ve güvenlik altına alınmış oldukça büyük arazi parçaları üzerinde sergilenmeleri ile oluşan tesislerdir.

Kent ormanında; çocuk oyun parkı, çeşme, oturma bankları, çöp kutusu, ilan panosu, yağmur barınakları, yangın gözetleme kulesi (yangın ve diğer koruma hizmetleri için), orman yangınları, ağaçlar, doğa ile ilgili bilgilendirme yazıları, vb olmalıdır. Kent ormanında kent insanının en çok faydalandığı bazı yerler ışıklandırılır. Kent insanının, kent ormanına ulaşımı kolay ve rahat olacak şekilde, yollar kent ormanına kadar asfalt yapılmalıdır.

Kent ormanları, insanlara bir çok fayda sağladığından (kentlerde tehlikeli boyutlara ulaşan çevre, ses ve hava kirliliğini azaltmak, açık hava rekreasyonuna olanak sağlamak ve doğal peyzajı düzenlemek, kentlerin düzenli ve planlı gelişmesini sağlamak, toprak ve bitki arasında bozulan tabi dengeyi yeniden kurmak ve böylece yerleşim alanlarını sel ve taşkın zararlarından korumak, kent halkına temiz ve zengin içme suyu kaynağı oluşturmak, vb hizmet üretimi ağırlıklı olarak yönetilip işletilmelidir.

Kent ormanları 6831 sayılı orman kanununa tabidir. Kent içi ve çevresindeki parklar, yol ağaçlandırmaları orman karakteri taşımadığı için kent ormanı kapsamı dışındadır. Kent içi ve çevresindeki park ve yol ağaçlandırmaları peyzaj çalışmaları kapsamı içine girmektedir. 6831 sayılı Orman Kanunun 1. maddesine göre; "tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır." 6831 sayılı orman kanununda şehir içindeki parklar, şehir içi yollardaki ağaçlar ve dinlenme alanları, mezarlıklarda bulunan ağaç ve ağaççıklar orman dışında kalmaktadır. Orman kanununda kent ormanı tanımı yapılmamaktadır. Kent ormanların idaresi ve işletilmesi, kent ormanlarından yaralanma usul ve esasları, 6831 sayılı orman kanunun hükümlerine göre, hizmet üretimi ağırlıklı olarak yönetilip işletilmelidir. Kent ormanları, orman kanununun 23.- 24. (muhafaza -koruma), ve 25. maddeleri (milli parklar) kapsamında düşünülmelidir. Hazine arazilerinde tesis edilen kent ormanlarının kullanma ve mülkiyet hakkı tesis eden kuruluşa ait olup 6831 sayılı orman kanununa göre işletilir.

İnsanların ormanın her tarafında dolaşacak şekilde izin verilmeyip kent ormanında yaya-araç yolları belirlenmelidir. Çünkü ormanın her tarafında piknik ve gezinti yapılırsa toprağın sertleşmesine yağış sularının yüzeysel akışa geçerek kent ormanlarının yağış sularından az faydalanmasına ve gelişmesine olumsuz neden olunur. Kent ormanının uygun yerlerine göletler, çeşme, tuvaletler, vb tesisler yapılmalıdır. Kent ormanında doğal göletler ve sulak alanlar varsa muhafaza edilmelidir. Suni gölet oluşturmada derelerin önleri kesilerek oluşturulmalıdır.

Kent ormanlarına getirilecek rekreasyonel aktiviteler, kent ormanının özellikleri dikkate alınarak, çevrenin ekolojik dengesini bozmadan gerçekleştirilmelidir. Herhangi bir alana getirilecek her aktivitenin özellikle rekreasyonel aktivitelerin taşıma kapasitesi saptanmalı ve bu amaçla kontrollü olarak kullanılmasını sağlayacak kent ormancılığı planlaması çalışmaları gerçekleştirilmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Orman - Ekoloji - Çevre Ekosistem - çevre,doğa,bitkiler,canlı yaşamı